TİROİD NODÜLLERİ
Tiroit nodülleri sıklığı toplumdan topluma değişim göstermekle birlikte hassas ultrasonografilerin kullanıma girmesiyle belirgin biçimde artmıştır. Özellikle bizim ülkemizdeki gibi iyot eksikliği çekilen toplumlarda bu oran %50-60’lara varmaktadır.Nodul Bir başka deyişle her 100 kişiden 50-60’ında tiroid nodülleri görülmektedir. Bu tiroid nodüllerinin hepsinin ameliyat olması veya hepsinin kanser olması düşünülemez.
Tiroid nodüllerinin sıklığı toplumdan topluma değişim göstermekle birlikte hassas ultrasonografilerin kullanıma girmesiyle belirgin biçimde artmıştır. Özellikle bizim ülkemizdeki gibi iyot eksikliği çekilen toplumlarda bu oran %50-60’lara varmaktadır.Nodul Bir başka deyişle her 100 kişiden 50-60’ında tiroid nodülleri görülmektedir. Bu tiroid nodüllerinin hepsinin ameliyat olması veya hepsinin kanser olması düşünülemez. Tam tersine bu nodüllerde kanser olma olasılığı son derece düşüktür. Yani ameliyat gerektiren tiroid nodülü sayısı çok azdır. Tiroid nodüllerinin tedavisinde ameliyat kararı verebilmek için hücre alınıp patologlar tarafından incelenmesi gerekmektedir (İnce iğne aspirtasyon biyopsisi). Bu yöntemle tiroid nodüllerinin %80’ninin ameliyat olmasına gerek olmadığı saptanmaktadır. Hastaların %20’sine ise ameliyat kararı çıkmaktadır. Buna rağmen ameliyat olan hastaların %80’ninde herhangi bir kanser bulgusu saptanmamaktadır, yani bu hastalara gereksiz ameliyat uygulanmaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalarda tiroid nodüllerinin PET sintigrafisi ile değerlendirilmesiyle gereksiz yapılan tiroid ameliyatlarının %64 oranında azaltılabileceği ortaya çıkmıştır. Unutulmamalıdır ki tiroid ameliyatının her ameliyatta olduğu gibi ciddi tıbbi riskleri ve ciddi mali sonuçları vardır. Yan tarafta izlenen PET sintigrafisinde tiroid nodülü pozitif olan hastanın yapılan ameliyattan sonra tiroid papiller kanseri olduğu ortaya çıkmıştır.
(Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı Arşivi)
Avrupadaki hekimler arasında nodüler guatr tedavisindeki farklılıklar;
Yapılan bir çalışmada, Avrupadaki hekimlerin arasında nodüler guatrın teşhis ve tedavisinde büyük farklılıklar olduğunu ortaya koymuştur.
Hollandada yapılan bir çalışmada Avrupada, 22 ülkenin hekimlerine bir anket formu gönderilmiştir. Anket formunda hekimlere nodüler guatr tanısını ve tedavisini nasıl yaptığı sorulmuştur. Bu anket çalışmasının sonucunda hekimlerin sadece % 10’u cerrahi tedavi önerirken %90’nı cerrahi tedavi dışı yöntemler önermişlerdir. Cerrahi tedavi öneren hekimlerin’de mutlaka bir gerekçelerinin olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu gerekçelerin başında yapılan aspirasyon biyopsisinde kanser şüphesinin olması gelmektedir. Teşhis yöntemi olarak hekimlerin %85’i ultrason, %75’i sintigrafi ve %70’i de her ikisini birden kullanmaktadır. Sintigrafide soğuk nodül tespit edilmesi halinde hekimlerin %95’i aspirasyon biyopsisi istemektedir. Yapılan çalışmada teşhis ve tedavide Avrupada ülkeden ülkeye farklılıklar gösterdiğini ortaya koymuştur.